Konstantiniyye'ye giden orduyu görüp atına atlayan ve uzun zamandır özlem ve arzusu içinde olduğu yüce bir şehadetin arayışına koyulan Ebu Eyyüb el-Ensari'nin örnek hayatı...
İkinci Akabe Biatında Mekke’ye gelerek Resulullah (sav)’e biat edenler arasında Ebu Eyyüb el-Ensari de vardı.
Resulullah (sav) Medine’ye hicret edince, O’nun devesi Malik bin en-Neccar oğullarının evinin önünde çökmüştü. Efendimizi (sav) misafir edecekleri için onlar çok mutlu olmuştu.
Ebu Eyüp el Ensari (Halid b. Zeyd) Malik bin en-Neccar’ın torunuydu. Resulullah’ın (sav), evine yerleşmesiyle dünyalar Ebu Eyyub’un olmuştu sanki. Hz. Peygamber kendine bir ev yapılıncaya kadar onların evinde kaldı.
Ebu Eyyüb, Bedir’de Uhud’da, Hendek’te bütün savaşlarda malını ve canını alemlerin sahibi Allah’a adamış olan kahraman olarak yer aldı.
Resulullah (sav)’ın vefatından sonra da, müslümanların yaptıkları bütün savaşlara da katıldı.
ÖNE ÇIKAN VİDEO
Hz. Ali ile Muaviye arasındaki ihtilafta, Hz. Ali’nin yanında yer aldı.
Ordunun Konstantiniyye’ye (İstanbul) doğru hareket ettiğini görünce kılıcını alıp atına atladı. Artık uzun zamandır özlem ve arzusu içinde olduğu yüce bir şehadetin arayışına koyulmuştu. İstanbul önlerinde yaralandı.
Bir süre sonra da Rabbine kavuştu. Vasiyeti üzerine burada defnedildi. Ebu Eyyüb el Ensari Resulullah (sav)’ın sözünü kendine hep rehber edinmişti:
“Namaz kıldığında ölecek olan biri gibi kıl, özür dileyeceğin bir sözü söyleme! Ve insanların elinde olan bir şeylere ümit bağlama.”