• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Dargınlık en çok üç gün

Yeniakit Publisher
2020-05-21 10:32:00 -
Dargınlık en çok üç gün

Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurur: “Bir Mü’minin, din kardeşini üç günden fazla terk edip küs durması helâl değildir. Üç gün geçmişse, onunla karşılaşıp selâm versin. Eğer selâmını alırsa, her ikisi de sevapta ortak olurlar. Aksi takdirde selâmı almayan günaha girmiş olur. Selâm veren ise küs durmaktan çıkmış olur.” (Ebû Dâvûd)

Dargınlık “birbiriyle görüşüp konuşan kimselerin incitici ve kırıcı bir söz ya da davranış yüzünden aralarındaki iletişimi kesmeleri” anlamına gelir. Dargınlığın Arapça karşılığı olan hecr kavramı birçok âyet ve hadiste “uzaklaşmak, terketmek, yüz çevirmek” gibi anlamlara gelir ve özellikle “küskünlük, dargınlık” karşılığında yer alır.

İslâm’da dargınlık hâli, müminler arasında herhangi bir konuda ihtilâf edilebileceği kabul edilerek geçerli sayılmış; ancak bu hâlin üç günü geçmemesi gerektiği emredilmiştir. (Buhârî, Müslim).

Mü’minler kardeştirler

Müslümanlar arasında eğer küskünlük meydana gelmiş, nefslere uyulmuşsa, Allah’ın şu emri  tatbik edilir: “Muhakkak Mü’minler kardeştirler. Kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki, size rahmet edilsin.” (Hucurat-10).

Hz. Peygamber (sav) de şöyle buyurur: “Bir Mü’minin, din kardeşini üç günden fazla terk edip küs durması helâl değildir. Üç gün geçmişse, onunla karşılaşıp selâm versin. Eğer selâmını alırsa, her ikisi de sevapta ortak olurlar. Aksi takdirde selâmı almayan günaha girmiş olur. Selâm veren ise küs durmaktan çıkmış olur.” (Ebû Dâvûd)

İslâm kardeşliği, ister sevinç, ister hüzün günlerinde olsun, kardeşlerin her zaman birbirlerine destek olmasını gerektirir. Nitekim Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:
ÖNE ÇIKAN VİDEO

“Kim, din kardeşini bir yıl terk edip küs durursa, onun kanını dökmüş gibi günaha girer.” (Ebû Dâvûd)

Din kardeşlerinin arasını düzeltip barıştırmak da, en hayırlı amellerden biridir. Rasûlullah (sav) bir gün Ebû Eyyûb el-Ensârî Hazretleri’ne hitâben:

“Ebû Eyyûb, Allah ve Rasûlü’nün sevip râzı olduğu bir iyiliği sana haber vereyim mi?” buyurmuştu.

Ebû Eyyûb (ra): “Evet, bildiriniz yâ Rasûlâllah!” dedi. Efendimiz (sav):

“İnsanlar birbirlerine kırıldıklarında aralarını bulur; birbirlerinden uzaklaştıklarında da onları birbirlerine yaklaştırırsın” buyurdu. (Beyhakî, Heysemî)

Ayrıca, “yüz çevirme” denilen bir dargınlık türü de vardır ki, bu asîler ve fasıklara karşı yapılır.

Tebük seferine katılmayıp geride kalan Kâ’b ibn Mâlik, Mürâre İbn Rebî’ ve Hilâl İbn Ümeyye  adlarındaki üç sahabî ile Hz. Peygamber’in emriyle  hiçbir müslüman konuşmamış, onlara selâm bile  verilmemiş ve  tamamen dışlanmışlardı. Kâfirlere karşı düzenlenen cihat harekâtından geri kalan bu üç kişiden biri olan Kâb dışlanmaları konusunda; “Yeryüzü bana çok dar ve manasız gelmişti o zaman...” demişti.  Bunlar toplum içinde yapayalnız kalınca çok pişman olmuş ve yaptıklarına tevbe etmişlerdi. 50 gün sonra affedildiklerini bildiren ayetler nazil oldu. (Tevbe-118-119) Bu olay göstermektedir ki, İslâm toplumunda müslümanlar tek bir vücûttur. Onlar, birlik ve bütünlük içinde topluca Allah’ın ipine sarılırlar, Ümmete aykırı düşenler hemen toplum dışına itilirler. Ka’b ve arkadaşlarının başına gelen olay;  müminlerin davanın mükellefiyetlerine göğüs germe, verilen emirlere değer verme ve müşrûiyyet dairesinde itirazsız itaat etmenin ehemmiyetini; müslümanlardan ayrı düşüldüğünde nasıl pişman olunduğunu da anlatmaktadır.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23